Antalya’da izlediğim üçüncü ve son film Ümit Ünal’ın “Nar”ı. Film esas kızın uyandığı gibi yastığın kenarına iliştirilmiş bir, “Uyandırmaya kıyamadım.” notunu bulmasıyla başlıyor. Başta geyik bir aşk tasviri ve kolaycı bir senaryo ayrıntısı gibi gelen bu sahne, Deniz’i (İrem Altuğ) bu alegorinin kandırılarak manipüle edilen ve güdüleneni, yani bu toplumun halkı olarak konumlandırmak için yerleştirilmiş. Çünkü film, ona ismini vermekle kalmayan, syuzhet’de tüm çağrışımlarıyla birlikte yer alan narın, tarihi bir simgesi olduğu Ermeni halkının bu ülke tarihinde uğradığı soykırımın kabullenilme sürecinin alegorisi. Kapıcı Mustafa’nın (Erdem Akakçe) belleğinden çıkan, ağzından çıkan söz topu topu anlaşılmaz bir “mannak noni” olan ve taşlanarak kovalanan deli kız, düpedüz yabancı bir dil konuştuğu, yani azınlık olduğu için sürülüyor. Torununun ölümünün suçu haksız yere kızına atılmış olan Asuman’ın (Serra Yılmaz) bütün derdiyse, elindeki belgeyi imzalatmak, yani inkarın reddi, sorumluluğun kabulü.
Ama sorumluluk muktedir tarafından özenle katmanlara gizlenmiş. Dr. Sema (İdil Fırat) eve geldiğinde, Deniz’in, cinsel kimliğini fark edememiş olması nedeniyle Asuman’a söylediklerinin benzerini Deniz’e söylüyor. O ana dek elinde bir farkındalık kozu bulunan ve Asuman’ın çocukça saflığını azarlayan Deniz, bir anda çocukça saflığıyla azarlanana dönüşüyor. Çünkü o ana dek Sema, Deniz’i böyle manipüle etmiş. Deniz’in cinsel kimliği, noksan olan farkındalığı ikame etmiş. Filmin sonunda kendisini evden dışarı atan Deniz’in divane oluşu, Sema’nın gerçek yüzünü, ya da ilişkilerinin dibindeki riyayı keşfetmesinden çok, çoğunluk dışı cinsel tercihinin ona sağladığı, “Kendimi ve dünyayı çoğundan iyi tanıyorum.” yanılsamasının çöküşünden geliyor.
Sonuçta oyunculuk dersleriyle oyalanan, uyandırılmaya kıyılamayan, yatakodasındaki alanını rolünün adı konmadan ama aynı zamanda üstelemeden kabullenmiş olan Deniz’in, yarı ayık güdümlülüğünü kaybetmesine izin verilmeyen çoğunluk yurttaş olduğu öyküde, yatalak kocası ve aklını yitirmiş kızıyla aç sınıfın yürüyen laneti de Asuman oluyor.